Basketbol, yapısı gereği futboldan çok farklı bir spor. Futbolda bir oyuncu 12 km. koşarken diğeri 5'te kalabilir ama maçın kaderini de o 5 km. koşan oyuncu tayin edebilir. Birileri savunma yaparken diğer bir tanesi savunmaya hiç yardım etmeyebilir. Ya da rakip yarı sahaya hiç geçmeden sadece kör savunma yaparak puan alan takımlar da olmuştur vs. Ama basketbolda bırakın tek bir oyuncuyu, tek bir saniye bile savunmadan ve disiplinden kaytarsanız turnikeyi potada görürsünüz. Fenerbahçe taraftarının her zaman söylediğimiz o "savaşan, koşan, mücadele eden ve son saniyeye kadar maçı bırakmayan" takımı aslında basketbol şubesinde yıllardır işini yapıyor. Fener taraftarının istediği şeye bakınca gerçekte onların daha fazla sevmesi, daha fazla takip etmesi, maçlarına daha fazla ilgi göstermesi gereken takım basketbol takımı. Dün Efes gibi senelerden beri her daim bel altı çalışarak "ne olursa olsun galibiyet!" parolası ile yarışan, bu seride Fener'den ölümüne korktukları için sadece 600 bilet tahsis eden, Solomon'ın transferinde araya girip engellemeye çalışan, Beşiktaş gibi kendi yağıyla kavrulan gariban bir takımın hem koçunu, hem yardımcılarını, hem de en iyi üç oyuncusunu alacak kadar gözünü kan bürümüş vs. bir rakip karşısında onca top kaybına, felaket denebilecek faul yüzdesine, oyunu genelde rakibin kontrol etmesine ve Euroleague seviyesinde bir maç oynanmasına karşın son saniye üçlüğü ile de olsa kazanmayı başardı söz konusu takım. Alex bütün maçlarda eli belinde gezerken, önünden geçen topa bile ayak uzatmazken ve insanlar "ama iş bitiriyor!" diyerek onu savunurken dün gece işi bitiren Damir Mrsic 39 yaşında Avrupa'nın en önemli skorerlerinden Charles Smith'e yaptığı savunma ile parmak ısırtıyordu.
Ergin Ataman isimli arkadaş ve şürekâsı, cümbür cemaat paranın olduğu yere kaçarak, rakibin transferlerine taş koyarak, salon boş kalsa da o rakibin seyircisine bilet vermeyerek, ilk maçtan sonra "belki ikinci maçın hakemlerini etkilerim" umuduyla hakemlere sallayarak maç kazanılamayacağını öğrenmiş oldu. Abdi İpekçi'de 10 bin seyirci önünde kazanacaklarını söylüyor şimdi. Oyuncularını gaza getirmeye uğraşıyor ama kendisi bile inanmıyor buna. Diyelim ki birini kazandı, daha sonra Şahenk'te 3-2 yaptı, altıncı maç yine Abdi İpekçi'de, bunu unutuyor herhalde. Adaletin tecelli etmesinden yine kaçamayacak Efes Pilsen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder