7 Eylül 2008 Pazar

Zeman yine kovuldu

Fenerbahçe'nin eski teknik direktörlerinden Zdenek Zeman, haziran ayında göreve geldiği Sırbistan'ın Kızılyıldız takımından kovuldu. 99-2000 sezonunun 5. haftasında, Rıdvan Dilmen'in yerine Aziz Yıldırım tarafından göreve getirilen 61 yaşındaki hoca, daha ilk yarı bitmeden koltuğunu Turan Sofuoğlu'na devretmek zorunda kalmıştı. Löw'ün, Bariç'in yerine gelmesi hataydı; Rıdvan'ın, Löw'ün yerine gelmesi hataydı; Zeman'ın, Rıdvan'ın yerine gelmesi en büyük hataydı. Zeman'ın gelip gitmesiyle aynı sezonda 3 teknik direktörle çalışmak gibi bir garabeti de görmüş oldu koskoca Fenerbahçe, Yıldırım sayesinde (2002-2003 sezonunda da Lorant, Oğuz Çetin ve Tamer Güney görev yapmıştı, hatırlanacağı gibi).

4-3-3 sistemini kafasına takmış ve ondan başka bir şeyi asla oynatmayan bir teknik direktör Zeman. Bütün basın mensuplarının önünde Dereağzı'nda futbolcuları sıraya dizip tahtada ders verir gibi sistemini anlattığı kare unutulmaz. Yine antrenman esnasında oynanan çift kalede oyunculara habire talimatlar yağdırırken, ayağına top gelen ve çığlıklardan nasibini alan Kemalettin'in kenardan maçı seyreden muhabirlere dönüp "ya ne bağırıyo bu ya!" deyişi de unutulmaz. Adana ile oynanan deplasman maçında Mosheau'yu sağ açık, Moldovan'ı sol açık (!), Aygün'ü ise santrfor (!!) oynatmıştı hoca. "Herhalde kafayı üşüttü" diye düşünmüştük.

Oysa kariyeri gerçekten de parlak Çek teknik adamın. İtalya'da Messina, Salernitana, Foggia, Parma, Lazio ve Roma'yı çalıştırmıştı Fener'den önce. Gittikten sonra ise Lecce, Napoli, Avellino, yine Lecce, Brescia ve son olarak Kızılyıldız'ı çalıştrdı. Bu kadar takımın hepsi birden göreve getiriyorsa bu adamı, bildikleri bir şey vardır herhalde. O değil de, Zeman'ın Roma'da 1997-98 sezonunda oluşturduğu takım gerçekten de unutulmazdı: Defansta Cafu, Aldair, Candela; orta sahada Brezilyalı Wagner, Di Biagio, Di Francesco; forvette sonradan Bayern'de oynayan sağ açık Paulo Sergio, Delvecchio (Balbo) ve Zeman'ın keşfi olan Francesco Totti. Bu takım piranalar gibi saldırır, sağlı-sollu ataklarla rakibini bunaltır ve göze çok hoş gelen bir futbol oynardı (ama ligi 4. bitirmişti, ayrı konu). Fener'e geldiğinde kimse bunları bilmiyordu. Oysa o takımın pek çok oyuncusu sonraki yıllarda çok başarılı bir kariyer inşa etti kendine.

Ama işte 4-3-3 oynayacak futbolcuyu da her yerde bulamazsın. Sergen'i, Mosheu'yu, Moldovan'ı, Boliç'i açık oynatmaya kalkarsan sonunu da kendin hazırlamış olursun. Bu yüzden Lucescu gibi, "elindeki malzemeye göre" şablon kuran hocalar bizce dünyanın en makbul hocaları.

Hiç yorum yok: