"13. haftada Kasımpaşa'ya karşı deplasmanda aldığımız 3-1'lik yenilginin ardından, bazı şeyler artık kabul edilebilecek seviyeyi aştı. Yönetim, vahşi bir şekilde takımın etrafına saldırdı. Örneğin kaptanın unvanı elinden alındı, 5 oyuncu kadrodan çıkarıldı. Bu oyuncuların her birine 5 ila 50 bin avro para cezası verildi ama beni en rahatsız eden olay, başkanın, oyunculara benim için 'kendi istifa etti' demesiydi. Bu, büyük bir yalan. Bu yalan, geçmişteki yalanların üzerine eklenen bir yalan.''
"Oyuncular 28 Haziran'dan bu yana maaşlarının bir kuruşunu bile alamadı. Yalnızca kadrodan çıkarılan 5 oyuncunun maaşları ödendi. Onların, UEFA'ya gideceklerinden korkuldu. Ben de Ekim ve Kasım maaşlarımı alamadım. Kulüp başkanı bana, 'bazen ekonomik çıkarları, sportif çıkarların üzerinde tutmam gerektiğini' söyledi.''
"Brezilyalı futbolcu Alanzinho ile Gökhan Ünal'a 4 ve 6 milyon avro bonservis parası ödenmiş. Yönetim, benim bu oyuncuları ilk 11'e sokmamı istedi. Her iki oyuncu da hem formunda değildi hem de iyi oynamıyordu. Oynatmazsam, bu oyuncuların değeri düşecekti. Bunun için bazen bazı maçlarda oynattım ama yeterli bulunmadı. Yönetim ayrıca bu iki oyuncunun oynatılması için yardımcı antrenörlere de baskı yapıyordu."
"İbrahim Yattara'nın ise ciddi bir sakatlığı vardı. Ancak kulübün sağlık yetkilileri, bu oyuncunun yüzde 100 formda olduğunu iddia ediyordu. Yattara, bu yüzden idmanlara katılmak mecburiyetinde kaldı. Çocuk tek bacakla idman yapıyordu. İdmandan çıkardığımda kulüp doktoru olayı büyüttü. Yattara'nın formda olduğunu tekrarladı ama yönetime, benimle Yattara arasında bir sorun olduğunu söylemiş. Maçta oynattım; 25 dakika sonra sahadan almak mecburiyetinde kaldım çünkü devam edemedi. Daha sonra doktora, 'bazen kör gözlerin de görmesi gerektiği' tarzında bir cümle söyledim. Yönetim, benim onlara saldırdığımı düşündü ve o andan itibaren her şey kötüden daha da betere gitti. Oyuncular, benim tarafımı seçti. Ayrıca kafalarında sürekli maddi problemler vardı. Bazıları ciddi sorun yaşamaya başladı. Bu, bir takımın motivasyonu için iyi değildir. Bunun üzerine yönetim, 'maaşlarınızı alacaksınız' diye sözler verdi, her hafta bu tekrarlanıyordu.''
''Kontrat imzalamadan önce bu tür problemler bekliyor muydum? Trabzon'un Belçika olmadığını ve bu tür sorunların çıkabileceğini düşünmüştüm. Birkaç ay maaş alamayacağımı da tahmin etmiştim ancak bu kadar kötü olacağını tahmin edemedim. En büyük problem, kulüpte iletişimin olmaması, oyuncuların ikide bir suçlanması ve paralarının ödenmemesiydi."
"Trabzonspor yönetimi, Senegalli kaleci Tony Sylva'ya, çocuklarının gidebilmesi için Trabzon'da uluslararası bir okul olduğunu söylemiş. Halbuki böyle bir okul yoktu.''
"Ayrıca kulüp, son zamanlarda hakkımda çıkan bazı haberleri de bana karşı kullanmak istedi. Çok hayal kırıklığına uğradım ama cadı kazanından kaçtığım için çok mutluyum."
Hugo Broos'un, Belçika'da yayımlanan HLN gazetesine yaptığı açıklamalardan derlendi...
2 yorum:
Ne kadarı doğrudur bilmiyorum ama yarısı bile doğru olsa yazık.. Çok yazık..
En çok da Yattara bölümüne takıldım.. O şekilde davranmanın kime ne faydası olur anlamadım.. Yattara'yı da yemiş oldular..
bu yönetim kafasıyla şenol güneş de harcanır orada. işte o zaman yazık olur.
Yorum Gönder