Tam da düşündüğüm her şeyi maçtan sonra Rıdvan Dilmen NTVSpor'da söyledi. Fenerbahçe sadece ilk maçı kaybettiği Avrupa Ligi grubunda 4 galibiyetle lider. Son maçı evinde Moldova takımıyla oynayacak, grup liderliğini garantilemiş durumda ve bundan sonraki turda da seri başı olacak. Ligde her şeye rağmen birinci sırada vs. Ama bir taraftar olarak umrumda bile değil. Kulüpte öyle bir başıbozukluk, öyle bir çiftlik havası ve yayılan öyle kötü kokular var ki; alınan hiçbir galibiyet ya da elde edilen hiçbir liderlik (İslam babanın deyimiyle) bu iğrenç kokuları temizleyecek bir dezenfektan olamaz aklı başında taraftarın gözünde.
Carlos zaten (nihayet!) devre arasında kesin gidiyor. Güiza bu gece maçtan çıkarken elini omzuna koyan Koch'u tersleyip direkt soyunma odasına gidiyor ve yedi sülalesinin kulaklarını çınlatıyor bize. Semih bir karış sakalla dünyanın en ruhsuz ve en sümsük futbolcusu görünümünde. 82'de oyuna giriyor ama sahanın en isteksiz ve güçsüz ismi o. Alex'in teknik direktörle birlikte kadro yaptığı söyleniyor. Takımın en muhteşem oyuncusu ve en kişilikli ismi Emre hem takımdaki yabancılarla sürekli kavga ediyor hem de sevimsiz hareketleriyle o kadar itici görünüyor ki, bir insanın onu sevebilmesi çok zor. Andre Santos'u sabaha kadar dövsem usanmam. Kâzım ise ayrı bir âlem. Hakeme küfrettiği için 4 maç ceza alıyor, oynamadığı ilk maçta tribünde değil ve takımın evinde 3-1 kaybettiği söz konusu maçtan sonra sabah 3'e kadar gece kulüplerinde sürtüyor. Sabah 10'daki idmana yetişeyim derken ölümden dönüyor, kulübüne yalan söyleyip dolayısıyla onlara da yalan söyletiyor ve kulübünü rezil ediyor. Bu karanlık tabloyu sabaha kadar uzatabilirim ama bunlar (daha önce de bir kere yazmıştım) Aziz Yıldırım'ın başkan olduğu, Aykut Kocaman'ın da futbol direktörlük yaptığı bir yerde gerçekleşiyor.
Fenerbahçe isterse ligdeki son 3 maçını ve Sheriff karşılaşmasını kazansın. İsterse böyle gidip lig sonunda şampiyon olsun, benim için bir şey fark etmez. Ben böyle bir kulübün taraftarı olamam, hiçbir şekilde içimden gelmez. Bugünkü görkemli deplasman galibiyeti bile zerre kadar sevindirmiyor. Geçen yıldan beri aynı şeyleri yazıp duruyorum ve sıkıldım artık.
Devre arasında Güiza, Roberto Carlos, Deivid ve (para ediyorken) Andre Santos'tan mutlaka kurtulmalı bu kulüp. Benim santrfor olarak çok ümitli olduğum Kâzım'ı tekme tokat göndermeli. Semih'i yurt dışına psotalamalı. Takıma da savaşçı ve ruhuyla oynayan karakterli futbolcular almalı. Türkiye içinde böyle oyuncular var, yurt dışında ise en önemli isim Hamit Altıntop. Tabii karakterli futbolcular almakla bitmiyor iş. Kulüpteki bu çiftlik havasının ortadan kaldırılması, Aziz Yıldırım'ın futbol takımından tamamen elini-ayağını çekmesi ve Aykut'un da "Daum'un işvereni" olarak görev tanımının tam anlamıyla yapılması ve elini taşın altına sokması gerekiyor. Bu işler düzelmeden kimi yenseler, nerede lider olsalar benim için boş.
Twente (4-3-3): Boschker (****) - Carney (**), Wisgerhof (**), Douglas (***), Stam (**) - Brama (**) (81' Parker (*), Perez (**), Tiote (**) (81' De Jong (*) - Stoch (**), Ruiz (**), Nkufo (**)
Fenerbahçe (4-4-1-1): Volkan (**) - Gökhan (**), Lugano (***), Bilica (***), Roberto Carlos (***) (75' Andre Santos (*) - Mehmet Topuz (**) (90' Deniz Barış), Selçuk (***) , Cristian (***), Vederson (***) - Alex (**) - Güiza (**) (81' Semih (*)
Goller (0-1): Lugano 71'
Sarı Kartlar: 69' Douglas, 88' Perez - 29' Roberto Carlos, 39' Volkan Demirel, 63' Alex, '80 Vederson, 87' Lugano
2 yorum:
Abi sakin ol ya, güzel bir galibiyet almışız. Dediklerinin çoğuna katılıyorum ama bari bugün sevinelim biraz. Düşünsene ligde kötü giden Fener, Avrupa'da kendine geliyor. Üstelik rakip de öyle fasulyeden değil !! Devre arasına birşey kalmadı, ben doğru yapılmış 1, 2 transferle takım çok daha iyi olur diyorum. Carlos, Deivid ve Guiza'nın gönderilmesi konusuna katılırım ama Kazım, Semih ve Santos kalmalı bence. Santos'tan üst düzey verim alacağımız günler gelecek. Kazım günün birinde adam olacak belki yarın belki yarından da yakıh :) Semih ise en azından sezon sonuna kadar kesinlikle kalmalı.
"Tam da düşündüğüm her şeyi maçtan sonra Rıdvan Dilmen NTVSpor'da söyledi."
Bu Rıdvan çok kişinin hayatını etkiledi:) Allah bilir O, tv de konuşurken sen : " benim dediklerimin aynısını söylüyor tonla para alıyor" diyorsundur:)
Yorum Gönder