İstanbul'un Mecidiyeköy semtinde G.Saray futbol takımının 2011 yılına kadar maçlarını oynadığı, kimileri için cennet kimileri için cehennem olan, adını rahmetli kurucu Ali Sami Yen'den alan futbol mabedi Ali Sami Yen Stadyumu bugün yıkılmaya başlandı. G.Saray bu statta Real Madrid, Barcelona, Milan, Liverpool, Lazio, Leeds, Deportivo, PSG, PSV, Monaco, Athletic Bilbao ve bunun gibi adını hatırlayamadığım Avrupa'nın bir çok ünlü kulübünü dize getirmişti. Aklımda kaldığı kadarıyla bir G.Saray-Milan maçı sonrası Milan kaptanı Maldini'nin, ''kimse beni bu statta 25.000 kişi olduğuna inandıramaz'' sözleriyle atmosferi özetlediği stat, bugün gerçek anlamda tarihin sayfalarına doğru gömülmeye başladı. İçinde gerçekten G.Saray sevgisi barındıran taraftarlar için bu statla birlikte hayaller de yıkılmaya başlandı bence. Bu şanlı tarih, Ali Sami Yen ruhu, G.Saray sevdası, onlarca şampiyonluk, zaferler, futbolcular, sevinçler ve üzüntüler de taşların arasında sıkışıp kaldı.
Bugün şöyle bir geriye dönüp baktığımda yıkılan stadyumla birlikte G.Saray'ın da yıkıldığını ve bu enkazın altında kaldığını düşünmemek elde değil. An itibarı ile kalan tüm maçlarını kazansa dahi bu sezon tarihindeki en kötü sezonunu elde edecek olan futbol takımımız, puan cetvelinde düşme potasının iki puan üstünde yer almakta. O takım ki, tarihinde ilk kez art arda oynadığı 7 maçta sadece 1 puan alabilmiş olma gibi inanılmaz bir istatistiğe de imza attı bu yıl. Yenilgi sayısı 15, sıralamadaki yeri de 14. Hatırlıyorum da "ağlamak istiyorum sayın seyirciler!!!" diyen spikerler Galatasarayımız'ın başarıları sonrasında mutluktan ağlardı. Şimdi ise taraftar çaresizlikten, üzüntüden ağlıyor. Çocukluğumun en güzel günlerini yaşatan, her perşembe günü bir önceki gece alınan Şampiyonlar Ligi galibiyetiyle okulda hava atmamızı sağlayan, 17 Mayıs 2000'i 18 Mayıs'a bağlayan gece sevinçten hiçbirimizi uyutmayan bir zamanların efsane takımı şimdi ciğeri beş para etmeyen futbolcularla, iş bilmeyen yöneticilerle, vampir Adnanlar'la, sahte ve aşağılık iyi gün taraftarlarıyla ayağa düştü; bir dönemin Avrupa fatihi şimdiki zamanın asansör takımlarına boyun eğmeye başladı. Evet, aşağılık diyorum çünkü Galatasaray içeride Gençlerbirliği ile oynuyor, maç 2-0 konuk takımın galibiyeti ile devam ederken Gençlerbirliği'nin her pasını Ali Sami Yen'in büyük çoğunluğu ayakta alkışlıyor.. "Oley" nidalarıyla dalga geçiyor.. Antalyaspor maçında futbolcu oyundan alınıyor, seyirci ıslıklıyor.. Türk Telekom Arena'da Fenerbahçe ile oynuyor Galatasaray, maçı 2-1 kaybediyor.. Maçtan sonra mikrofon uzatılıyor (sözde) takım kaptanı Arda Turan'a.. O da, "burada bulunmak zorunda olduğum için buradayım ve oynuyorum" diyor. Kendi taraftarı ''Fener şampiyon olmasın da isterse Trabzon bize 5 atsın'' diyor ve utanmadan sırtında rahmetli Metin Oktay'ın parçalı formasıyla maç seyretmeye gidiyor. Ulan haysiyetsizler, ulan şerefsizler, ulan ONURSUZLAR!!! Senin tuttuğun takım, senin yöneticiliğini yaptığın takım, senin formasını ıslattığın takım GALATASARAY!!! Sizin gibiler yüzünden bu takım bugün bu statla birlikte enkaz oldu. Sizin gibiler yüzünden bu takım günden güne eridi, bitti, tükendi. Sayenizde bu takım sıradan bir Anadolu takımından farksız bir hal aldı. İşin en acı kısmı da bugün bu takım boşvermişliğin takımı oldu. Ve bugün Ali Sami Yen Stadyumu ile birlikte kendisi de bir enkaz hâline geldi...
Teşekkürler basiretsiz yönetim, teşekkürler ruhsuz futbolcular ve teşekkürler sahtekâr, iyi gün Galatasaray taraftarı...
Bir Galatasaray sevdalısı
Not: Aydın'da yaşayan, G.Saray'ı canı kadar seven yakın bir dostumun yazısıdır. Ricası üzerine blogda yayımlanmıştır. Her kelimesine katılınarak...