G.Saray'ın taraftarları arasında sezon başından beri söylediğim gibi aklı selim olmayan hayalperest bir kesim, bir takım rüyalara dalıp onları gerçek sanarak bir "total futbol" saçmalığı yarattı bloglarda. Sonuçta normal şartlarda böyle bir şey bizi ilgilendirmez, uzaktan bakıp tebessüm ederek acır ve yolumuza devam ederdik. Ne zamanki Rıdvan gibi, hepsini arka cebinden çıkaracak bir futbol dehasına "yenik durumdayken forveti ikilemesi gerektiğini söylediği için" demediklerini bırakmadılar, biz acımaya devam etsek de olaya müdahil olmak durumunda kaldık. Ama bizzat Rijkaard'ın kendisi, Rıdvan'a gerek bırakmaksızın bütün o total futbol müritlerini bugün itibarıyla (kim bilir kaçıncı kez) g.t etmiş bulunuyor. Sezona 4-2-3-1 başlayan bu total futbol peygamberi, Fener'den tokadı yiyince önce "3 kazmalı" 4-3-3'e döndü. Sonra şuurunu nasıl yitirdiğini gösterecek şekilde kendi sahasında Sivas'a karşı ön liberoda Sarp-Topal; forvet arkasında Sabri, Barış, Arda üçlüsü ve ileride de Kewell'ı oynattı! Hatta dahası da var, Barış'ı çıkarıp Linderoth'u aldı oyuna. Resmen komediydi.
Sonra Manisa maçına geldik, yine Ali Sami Yen'de oynanıyor; maçtan önce sahaya çıkarken Sarp ve Topal ile 3 ön libero oynayan Ayhan diğer ikisine bağırıyor: "Mustafa! Fazla ileri çıkmıyoruz abi... Buralarda takılalım (orta sahanın ortasını gösteriyor)." Böyle bir rezillik var mı? Rijkaard ve Neeskens, ilke falan sahibi olmayıp Fener maçından beri korkak bir tarza büründükleri gibi, bir de kendileriyle çelişip koltuk sevdasına da düşen adamlarmış, Manisa maçında bunu net bir şekilde gördük. Ayrıca Fener'e yenildikten sonra Rijkaard'ın yaptığı "ağlama merkezli" zavallı açıklamaların ardından bugün de Neeskens'in, çocuğu yaşındaki bir rakip oyuncuya (faul yaptığı için) saldırmasıyla, yine bu iki futbol peygamberinin aynı zamanda etik yönden de "kusursuz" falan olmadıklarını anlamış bulunuyoruz.
Bugünkü Bursa maçında blog âleminin o yüceler yücesi, herkese ilham veren "abisinin" zamanında yazdığı gibi "sisteminden asla ödün vermez" denen Neeskens (ve uzaktan kumandasıyla Rijkaard), Bursa karşısında yenik durumdayken belki forveti ikilemedi ama önce 4-3-3'ten 4-2-3-1'e, sonra da 4-1-1-4'e döndü. Şimdi utanıyor mudur o meşhur abi? Zannetmiyorum. "Ulan ben hiçbir boktan anlamıyormuşum, fena g.t oldum vallahi" diyor mudur? Onu da zannetmiyorum. Millet onu okumaya devam edecek mi peki? İşte onu zannediyorum. "Toplumlar layık olduğu şekilde yönetilir" derler. Bu zavallılara da öyle abiler lâzım. Devam etsinler yazmaya da, okumaya da...
Neyse, Rijkaard ve Neeskens'i peygamber yerine koyan G.Saraylı müritlere sene başından beri "bekleyelim görelim" diyorum. Şu anda görüyoruz ki, bana futboldan anlamadığımı söyleyecek kadar şuursuzlaşan o arkadaşların bizzat kendileri futboldan anlamadığı gibi, "taraftarlık duygularına" yenik düşerek yazı yazıyormuş. Bu çok açık. Oysa ben bu blogun arşivinde Fener hakkında G.Saray'dan en az 3 kat fazla eleştiri yazmışımdır. Takdiri aklı başında okuyuculara bırakıyorum. Herkese de iyi bayramlar diliyorum.
11 yorum:
Çok yaratıcı bir başlık olmuş tebrik ediyorum. Biraz daha kasarsan Fanatik ve Fotomaç'da yazabilir, hatta FBTV'ye bile çıkabilirsin.
Ne futbol bilgisiymiş sizdeki böyle, kimleri eleştiriyorsunuz farkında değilsin bence. Rijkaard ve Neeskens seni değil senin teknik ekibinle beraber bütün taraftarınızı cebinden çıkarır. Siz kıçı boklu Alex'e Allah diye taparken tüm Dünya'nın adından saygıyla bahsettiği Neeskens ve Rijkaard'a peygamber diye tapmak çok olmasa gerek. Boklu sidikliyi kınarmış işte, Galatasaray'a laf edene kadar dönün bir kendinize bakın. Sanki herşeyiniz mükemmel.
valla senin görüşlerin hakkında yorum yapma derdinde değilim de rıdvan gibi cibiliyetsizler bu ülkede futbol alimi sayıldığı sürece ülke futbolu olarak bir gram daha ilerleyemeyeceğimizi bugün yaptığı yorumlardan sonra bir kez daha anlamış olduk. adam hem avrupa futbolundan zerre çakmıyor hem de saolsun her boku xavi-iniesta, rivaldo-ronaldinho'yla yorumluyor.
bence atalarımızın şu öğüdünü takip etmesinde hem kendi hem bizim için ciddi yararlar var:
biliyorsan konuş ibret alsınlar bilmiyorsan sus adam sansınlar. ha gerçi o, söz söylicem diye bok sıçsa adam zannedilmeye devam edecek buralarda, o ayrı konu..
Ya niye Rıdvan'a takıldınız ki ? Kewell Türkiye Super Kupası finalinde Kewell oyuna girip bir gol atıp bir asist yaptıktan sonra bu Kewell iyi futbolcuymuş diyen bir adam.
İşte en kariyerli yorumcuları futboldan bu kadar anlıyor.
@ schumy
kardeşim, ben rijkaard'a "hoca falan değil" demiyorum. ama siz rıdvan'a "yorumcu değil, futbolu bilmiyor" diyorsunuz. dikkat edersen ben rijkaard'ı hep "g.saraylılar üzerinden" eleştiriyorum. yoksa sivas'a karşı bile ön liberoları 3'lemesi, defansını güçlendirmesi bence "doğru" olandır. ama siz kraldan fazla kralcılık yapıp "sistemini bozmaz, kendisiyle çelişmez, allah gibidir o!" dedikçe, inanılmaz sevdiğim bu adam gözüme dokunmaya başladı. yoksa fiorentina da hafta içi lyon önünde santana'yı çıkarıp donadel'i oyuna aldı ve 4-5-1'e döndü. bu ayıp değil, futbolun bir gerçeği. ama siz rijkaard'ın bunu yapmayacağını söyleyip matah bir şeymiş gibi pazarlıyorsunuz bunu. komik oluyor.
ben istiyorum ki, herkes yaptığı yanlışlardan ders alsın. ben de kaç sefer yanıldım futbol hakkında, normaldir. önemli olan bunları görüp ders çıkarmaktır. millet kendisi görecek gibi değil, o yüzden bu kadar kaşıyorum.
Konu sistem konusuysa evet Galatasaray bu akşam bildiğin kaos futbolunun en kara yüzünü oynadı.
Ama sahada da sanki öğretmenleri gelmeyince başka gelen öğretmeni iplemeyen öğrencilere benzeyen adamlar vardı.
Sabri sene başından beri böyle miydi mesela, Servet böyle miydi? Bu adamları oynatmak için Rijkaard olmak lazım, Neeskens değil ne yazık ki bunu gördük.
Bu akşamki sorumluluk oyunculardadır, mantalitede değil. He Rijkaard takımın başında olsaydı farklı olur muydu? Bilemeyiz, kimse bilemez. Ama olmayınca bu şekilde oldu. Bu kadar basit.
ya gündüz feneri, biz rıdvan'a hiçbir şekilde futbolu bilmiyor demiyoruz, orda yanlışın var. ama bu adam türlü şekillerde itiraf ettiği üzere avrupa futbolunu gram takip edip de anlayan biri değil ama her yorumunda bilmedikleri üzerinden yargılarda bulunmada bir numara maşallah. biz de bunu diyoruz, o gene türk futbolunun muhteşem inceliklerinden, semih'ten hakan şükür'den batuhan'dan konuşsun ama bir zahmet yurt dışına pek çıkmasın, burna pis kokular getiriyor çünkü her konuştuğunda..
rıdvan ayrı konu, avrupa futbolunu zerre kadar bilmediğini biz de biliyoruz. kendisiyle çelişmişliğini de bin kere gördük. onu sonra konuşuruz. sizin rijkaard'ı koyduğunuz yere hiçbir fenerli koymaz onu, koyan da yarım akıllıdır.
ayrıca rijkaard'ı tanrı yerine filan koyduğumuz yok, bu da yanlış ötesi bir genelleme. düşündüğün gibi olsa sene başında neden sabır yeminleri edelim ki zaten, bir şeylerin yanlış gidebileceğinin, ülke futboluna adapte olup kafasındaki sistemi bu doğrultuda mümkün mertebe oturtmasının bolca zaman gerektirdiğinin aklı başında her taraftar farkında zaten.
biz sadece ona ve yaptığı doğru ya da yanlışlara sahip çıkıyoruz, yanlış da yapsa onun buna hakkı var, sabretmek bize zor gelmez diyoruz ama şunu da biliyoruz ki onun futbolu bildiğinin çeyreğini bilemeyecek olan rıdvan gibilerinin saçtığı salyalardan korumaya çalışıyoruz onu.
bu durumda zaten sözüm senin gibilere olmamış oluyor ales.
ayrıca schumy kardeşim, ilk yorumunda söylediğin bir şeye cevap vereyim: şu blogda fener ile ilgili yazdığım şeyleri dönüp bir okusan, beni fb kulübünün kapısının önünden bile geçirmeyeceklerini sen de görürsün. zaten aziz yıldırım'ın içinde bulunduğu bir "kamu yararına derneğin" bile yanından ben geçmem. fenerliyiz diye, aklımızı da yitirmedik.
ben zaten gözü taraftarlıktan kör olmuş müritleri bu yüzden bu kadar kolay suçlayabiliyorum. aradaki farkı herkesin görmesini dilerim.
"ayrıca rijkaard'ı tanrı yerine filan koyduğumuz yok, bu da yanlış ötesi bir genelleme."
Sen ya yanalcısın ya da Galatasaraylı bloglarda nelerde yazıldığından hic haberin yok.
Yorum Gönder