Fenerbahçe, en ideal kadrosuyla çıktığı Avrupa Ligi maçında Rumen temsilcisi Steaua'yı nispeten rahat bir oyun sonucu 3-1 mağlup etmeyi başardı. Kadro yapısına uygun bir şekilde ayağa hızlı paslarla sahaya iyi yayılarak oyuna başlayan sarı-lacivertliler, ileride Semih ya da Güiza değil, Kâzım'ın oynaması sayesinde oldukça diri gözükürken, bugüne kadar bu kupada sadece 1 gol yiyip hiç atamayan, savunma yapmayı da iyi bilen rakibine ilk dakikadan itibaren üstünlük kurmayı becerdi. Andre Santos'un harika golüyle skor avantajını ele geçirdikten sonra, bu yıl ligde de defalarca gördüğümüz üzere geriye fazla yaslanan, topun kontrolünü (ilginç bir şekilde) rakibine bırakan ve temposunu yitiren bir takım seyrettik. Nitekim yine bu yıl örneklerini daha önce gördüğümüz üzere Gökhan'ın lakayt savunması ve Bilica'nın dikkatsizliği sonucu Steaua beraberliği sağladı. Fenerbahçe bu golden sonra yeniden gaza geldi ve iştahlandı ama bunun için vakit kalmamıştı. İlk yarı 1-1 sona erdi.
İkinci yarıya yeniden hırslı bir oyunla giren temsilcimiz, ilk goldeki gibi Kâzım'ın sırtı dönük aldığı bir topla kazanılan serbest vuruşta Alex'in muhteşem ortası ve Bilica'nın fırsatçılığı sonucunda yeniden öne geçti. Bu dakikadan itibaren Steaua'nın gardının iyice düştüğünü gördük ve Fenerbahçe istediği gibi top yapmaya başladı. Alex'in solo golü sonucunda da zaten maç bitti.
Fenerbahçe'de yıllardır gördüğümüz disiplinsizlik ve vurdumduymazlık bugün en alt seviyedeydi. Birey olarak baktığımızda ilk sıraya yine Alex ve Emre'yi yazmamız gerekir. Emre şu anda bu ülkenin (açık ara) en iyi futbolcusu durumunda ve onu sakatlanmaması çok önemli. Defans dörtlüsü yenilen gol dışında gayet iyiydi. Cristian oyunun defansif yönünde yine işini iyi yaptı yalnız attığı aynı tarzda ve aynı yerden auta giden 3 şutu profesyonel bir futbolcu nasıl çeker, gerçekten de anlamak güç. Andre Santos yine bitik görünmesine rağmen olağanüstü bir gol attı, ayrıca yapılan paslara olumlu katkıda bulundu. Topuz ise G.Saray maçından beri son derece vasat oynuyor.
Kâzım'a her zamanki gibi ayrı bir paragraf açıyorum. Onunla ilgili olarak bugüne kadar pek çok yazı yazdım ve Daum'un da bu takımın forvetinin o olduğunu nihayet gördüğüne inanmak istiyorum. Gücü, presi, gayreti, top saklayabilmesi ve bugün pek göremediğimiz şut özelliğiyle Kâzım, Güiza ve Semih'ten bir gömlek daha iyi bir oyuncu. Umarım bundan sonra 9 numarada onu seyrederiz. Ama elbette daha geliştirecek çok şeyi var. Nereye ne zaman koşacağını, ofsaytta kalmamak için ne yapması gerektiğini, arkadaşlarıyla nasıl koordine olacağını oynadıkça öğrenecektir.
Fenerbahçe Twente'ye yenilmeyip Sheriff'i de yenerek grubu lider bitirecek diye düşünüyorum.
Fenerbahçe (4-4-1-1): Volkan 7 - Gökhan 6, Lugano 8, Bilica 8, Roberto Carlos 7 - Topuz 6, Cristian 7, Emre 7 (67' Özer 6), Andre Santos 7 - Alex 9 (84' Selçuk) - Kâzım 6 (67' Güiza 6)
Steaua (4-4-2): Zapata 5 - Marin 5, Baciu 6, Ghionea 6 (63' Moreno 5), Rada 5 - Szekely 6, Bicfalvi 5, Toja 7, Nicolita 7 - Tanase 6, Kapetanos 7
Goller (3-1): Andre Santos 14', Bilica 51', Alex 66' - Kapetanos 38'
2 yorum:
Kazim konusunda katılmadığım ufak bir nokta var eğer gözlerim beni yanıtmadıysa,
sarı kart yediği pozisyonda bence faul vardı. ve beş ofsayttan sanırım ikisi ofsayt değildi. Fakat tabiki kendi geliştirmesi en önemlisi bunun bir takım oyunu olduğunu daha net anlaması gerekiyor.
Andre Santos'a da ayrı bir post yazman gerekir bence. Bu çocuğun sıkıntısı nedir? Neden bu kadar bitkin? Bu kadar bileklerine hakim bir oyuncuya yazık oluyor.
Bir de Emre bugün pek iyi değildi bence. Ofansa pek katkısı olmadı ve pas hataları yaptı.
Yine de hareketli ve oyundan kopmayan bir Fenerbahçe izledik ve umarım hep izleriz.
bu arada Alex'in golünden sonra yıldırım demirören yeter sesleri duydum sanki doğru mu duydum ki?
Yorum Gönder