Blog meselesinin başlangıcı, okuyan ve sonradan blog sahibi olan herkes için Aceto'dur, bu net ve kesin. Ama bu, Aceto'nun bir tanrı ve yazdığı her şeyin de doğru olduğu anlamına gelmiyor. Hiçbirimiz Aceto'nun müritleri falan da değiliz. Gel gelelim blog âlemindeki yazarların %90'ı kendisine bir tapınma ve yalakalık yarışında adeta, 1 senedir bunu açık bir şekilde görüyorum. Türk basınında Ercan Güven gibi bir adam var mesela; Aceto'nun, Borges'in vs. yüzde biri kadar bile egoya sahip değil; ne inanıyorsa onu yazan ve söyleyen dürüstlük timsali bir insan. Ama millet onun gibileri okumaya bile tenezzül etmeyip diğerlerinin peşine takılmış gidiyor. Blog yazıyorsanız da, belirli aralıklarla onlara saygı duruşunda bulunmak zorundasınız, öyle örtülü bir racon var. Onların söylediklerinin tersini söyleyemez, onlarla tartışamaz, onlara dokunamazsınız. Borges diye bir arkadaş var mesela, benim, sağ taraftaki "izlediğim bloglar" bölümüne ilk eklediklerimden birisidir. Yazdığı her postu okuyordum gerçekten de ilk zamanlar. Sonradan çekti gitti (en sonuncusundan bahsediyorum), uzun bir süre ortalıkta yoktu. Neden sonra geri döndü; sonra bir baktık, benim G.Saray ile ilgili yazdığım bir posta yorum yazıp bana çemkirmiş. Kendisine o kadar saygın, aklı başında bir kisve verip, ondan sonra edindiği müritlerle bir insanın g.tü bu kadar mı kalkar? Amcam öyle bir uçmuş ki, kimin futboldan anlayıp kimin anlamadığını belirlemek gibi bir yetkisinin olduğunu düşünüyor! Ve benim anlamadığıma hükmetmiş, haşmetmehapları. Neyse uzatmayayım, blog âlemi böyle tiplerle dolup taşıyor. Senelerce hiç kimsenin tanımadığı ama kendilerinin "büyük potansiyel" olduğuna ve harcandığına ölümüne inanmış olan bu tipler, burada bir anda popülerleştikten sonra "ne oldum delisi" diyebileceğimiz bir psikoloji içinde debelenip fermanlar vermeye başlamışlar. Bugüne kadar verdikleri emeğe saygı duydum, okudum, takip ettim. Mesela Borges'in yazdığı bir sürü yazıya katılmadığım çok oldu. Hatta Aceto'nun yazdıklarının %80'ine katılmam mesela. Bir gün olsun girip de itiraz etmişliğim, ferman vermişliğim, eleştirmişliğim yoktur. Ama işte mesela Borges (bu nick'te bir adamın bunları yapması iki kat kötü bu arada) yerinde duramadı, "şuna bir ders vereyim" deyip fermanını bıraktı o postun yorum bölümüne. Sonra döndü, %90'ı G.Saraylı olan yarım akıllı müritleriyle mutlu-mesut yaşamına devam etti. O olsa mesela (kendisine Borges demiş ama) benim blogumu izlenen bloglar kısmından kesin çıkarırdı. Yapan bir çok g.t de oldu nitekim. Ama ben dokunmadım, sonuçta hem aynı emeği veriyoruz, hem de tek bir olay yüzünden bir insanın tüm düşünceleri/fikirleri silinemez, silinmemelidir.
Edit: Bunlar, blog âlemi ile ilgili olarak midemi bulandıran ve rahatsız eden şeyler; Borges'in uyarısı üzerine şimdi yazacaklarımla doğrudan bir ilgisi olmadığını belirterek asıl meseleye geçiyorum.
Bu blog müritlerinin artık yüzbinleri aşıp milyonları bulmasından yola çıkarak tesis edilen (ve başlangıçta bana masum ve akıllıca bir fikir olarak görünen) BIY ise bana üye olmam için mail göndermiş, "blog kardeşliği ve emek ortaklığı" düşüncesiyle üye olmayı kabul ettiğim, hiçbir beklentimin olmadığı bir oluşum. Bu oluşum, kim bilir kendinde nasıl bir kudret görüyorsa, benim Diyarbakırspor takımı üzerine yazdığım post nedeniyle beni topluluklarından atmış. Başlangıçtaki "blog kardeşliği" bakışımın tersine bu olay vesilesiyle bir "çete" olduklarını gösteren bu topluluktan dışlandığım için inanılmaz derecede bahtiyarım. Şimdi baktığımda, başlangıçta gerçek yüzlerini görmeden girdiğim için de çok pişmanım. BIY denen oluşum, çok büyük oranda (yüzde yüz demiyorum) G.Saraylı birkaç kişinin kontrolündeki aptalca bir oluşummuş, bunu da görmüş durumdayız. Benim görüşümün ne olduğunu bilmedikleri bir konuda, yazdığım sadece "tek bir posta" bakarak beni dışlayacak kadar da geri zekâlılarmış. Ama neticede beni o zihniyetteki bir oluşumdan kurtardıkları için ben kendilerine müteşekkirim. Konuyu daha fazla uzatmayayım.
Ama son bir not ekleyeceğim: Hayatım boyunca politik ya da dinî meselelerde hep görüşlerini açıkça ifade eden, açık bir adam oldum. Diyarbakır'ın merkezinde olduğu meselede de bizim ülkemizi ilgilendiren küçük resmin dışında, "genel anlamda her daim azınlıkların yanında" olan bir kişiyim. Masum insanlara zarar verilmemesi ön şartıyla (ki bu konuda, bizim ülkemiz de dâhil, zarar verilen ilk masum insanlar her zaman azınlıklar içinden olmuştur) hep onların yanındayım. Dolayısıyla benim Diyarbakır ile ilgili olarak yazdığım o yazı, "Diyarbakır" üzerine değil, Diyarbakırspor denen aşağılık kulüp üzerinedir. Diyarbakır şehri, insanı ya da "meselesi" ile asla ilgisi yoktur. Bu, bir düzeltme değildir zira düzeltilecek bir şey yok. Aksine, eksik bilgi sahibi olmak yüzünden o yazıdan farklı ve daha geniş bir anlam çıkarabilecek herkese bir irade beynanıdır. Yoksa hayatım boyunca yazdığım, söylediğim her şeyin arkasındayım. Yanlış düşündüysem bunu da söylerim. Ama burada öyle bir şey yok. Yaşadığım hayata bakınca, BIY denen o örümcek beyinli oluşumdan dışlanan "ilk" kişi olmak netice itibarıyla bana fazlasıyla uyuyor. Bu yüzden mutluyum, müsterihim.
14 yorum:
BIY hakkındaki görüşlerini oradan atılmadan önce yazsaydın, bu yazı biraz inandırıcı olurdu.
Selametle..
Ajan BIY'dan atılman bence de saçma ama keşke direkt isim vererek işi kişiselleştirmeseydin. Bülent Abi'yi şahsen tanıyorum, Borges ile de yorumlarda diyaloğumuz olmuştur. Bu olandan haberleri olduğunu bile sanmıyorum. İlk paragraf bence gereksiz ve asıl konu ile biraz alakasız olmuş..
Bahsettiğin Borges tartışması hangi posttaydı? Hiç görmedim.
Simdi siz öncelikle su yazdiginiz postu okumalisiniz.
http://gunduzfeneri.blogspot.com/2009/10/bokta-boncuk-aramak.html
Insanlar futbolu bimiyor, bokunda boncuk ariyorlar, serefsiz takimlar ve daha neler neler yaziyorsunuz. Simdi Ridvan Dilmen'i elestirmis bir insan olarak benim hakkimdaki yorumunuz ortada iken buna karsilik bir cevabi hazmetmek neden bu kadar zor ? Siz insanlari yargilayabiliyor, kendi bakis aciniza göre bilmiyor, etmiyor diyebiliyor iken bir baskasinin böyle bir hakki neden yoktur ? Ben ya da bir baskasi bokunca boncuk ariyor, futboldan anlamayan oluyor ama siz olamiyorsunuz ya da bu adaletsizlik, saygisizlik, Ercan Güven filan fesmekan.. Ya ne yazdiginizi bilmiyorsunuz ya da yazdiklariniz karsisinda insanlarin tepkisi konusunda cok iyimsersiniz. Herkes hakettigi karsiligi aliyor, baska bir seyi degil. Sizin bu hakaretvari uslubunuz kadar digerlerinin de yorum hakki vardir ki bugüne kadar tek bir yorum yaptim bu bloga.. Icerigi ve hakaret dozajinin ne oldugunu da okuyanlara birakiyorum.
BIY konusunda ise benim bilgim yok. Yazdiginiz yazi benim gözümde siyasi degil fanatizm üzerinden yargilanir. Tipik bir Fenerbahceli tepkisi ve beni cok kizdirmamistir. Dahasi bu gibi aforoz etmeleri de cok tasvip etmem.. Ben varolan yanlislari yorumlar ile okurlarin tepkisi düzeltmelidir böyle cikarilislarla filan degil zira bu yol tehlikelidir, belirli bir kaliba sokabilir ki hic istemedigimiz durumdur. Ama benim BIY'e üyeligim bile kuskuludur, gönülden bagliyiz daha cok birbirimize diyelim. Aldigi kararlardan verdiklerine kadar benim ilgim yoktur.
Simdi durum bu iken benim ilgimin olmadigi bana kalsa "yanlis yapilmis" diye yargilayabilecegim bir cikarilma olayinda benim nick neden burada konu edilir ve baskin gelir ? Bana ne lan BIY demisin degil misin ciktin mi cikarildin mi ? Yok sorunun varsa cikar yazarsin Borges hakkinda ve biz de yazi hakkinda görüslerimizi belirtiriz. Lakin alakasiz bir gündemin icerisinde gündemden fazla yer almam garip gelmistir.
Cok bir degeri varsa bu blog hala benim listededir.. Ne bir anlami vardir bunun ne de bir baska etik degeri.
Rica ediyorum yazdiklarinizi gözden gecirin. Her türlü asagidan görme, hakaret, serefsiz gibi tanimlamalar ve bir klube iki mac üzerinden son derece yüzeysel bir bakis acisiyla agir ithamlar.. Bunlari kendinize yakistirdiginiz bir noktada bunlara göre cok daha seviyeli olan cevaplar ile sorun yasamanizi ben anlamiyorum, siz bir ara anlatirsiniz..
@borges
öncelikle benim rijkaard ile ilgili olarak yazdığım (ve linkini verdiğin) o postun seninle uzaktan yakından bir alakası yoktur. seni okudum bugüne kadar ve hala da okuyorum ama samimi söylüyorum, rıdvan hakkındaki olumsuz görüşlerine tek bir yazında bile rastlamadaım (bu benim eksiğim, ben kaçırmışım). benim orada kast ettiğim kişiler seninkinden çok daha niteliksiz olan onlarca blogda yazan bir sürü çoluk-çocukla ilgilidir. benim bugüne kadar seninle bir sorunum olsa 1 tane postunda bile bunu belirtmez miydim? ha, durum buyken sen yazdıklarıma alınmışsın, cevap vermişsin, çok önemli olmayabilir. ama ben kişisel olarak sana hiçbir şey dememişken bana kişisel olarak "futboldan falan anlamıyosun" diye züppe bir şekilde tepeden bakan sensin. benim (varsa) seninle problemim sadece bu olmuştur. hala da yazılarını okurum ve okumaya devam edeceğim. benim gözümde sadece o yazıları yazan adamla ilgili görüşlerim menfi anlamda değişmiştir ama o yazıların çoğunun kendi değeri düşecek anlamına gelmez bu. gelmiyor da.
senin adının, gündemin dışında ve daha da ötesinde bir şekilde burada geçmesi hakkında ise haklı olduğunu teslim ediyorum. elbette senle bir alakası yoktur ama sanki varmış gibi görünüyor yazdıklarımdan sonra. bunu düzelteceğim, edit ile birlikte.
son olarak, adını hiç kimsenin bilmediği ben, bu blogda 1000'e yakın yazı yazdım. hepsi kendi görüşümdür ve samimiyet içerir. yazdıklarımı da yayımlamadan önce en az 3 kere okurum ve yazdıklarımın "dil" anlamında kalitesini ve diğer bloglarla karşılaştırmasını da ben okurlara bırakıyorum. ama benim yazdığım yüzlerce yazının sadece (ve en fazla) 10-15 tanesinde hakaretamiz kelimeler görebilirsin. tarzım o olsa böylesine 100'de 1'lik bir oran olur mu? ben onları yazdıysam, muhatapların hak ettiğini düşündüğüm ve inandığımiçin yazmışımdır. dediğim gibi, hiçbiri konusunda (onca farklı görüşü de okumam rağmen) bir değişiklik olmadı, aynı şekilde düşünüyorum. üslubum biraz sert olabilir, bundan rahatsız olan okurlardan daha önce de özür diledim. ama insanları bazı şeylere uyandırmak ya da dediklerimizi tam olarak anlatabilmek için böyle bir üslubun gerekliliğine inandım onları yazarken. belki hatadır, belki değildir.
@sirevo
biy'le alıp veremediğim hiçbir şey yoktu bugüne kadar, ayrıca zaten ben de o yüzlerini şimdi gördüm. daha önce nasıl yazayım? dingin zihninde böyle sorular sormadan yorum yazan senin gibiler, ama yazıları yüzünden eleştirilen biziz. güzel valla...
@Gündüz Feneri
BİY'den blogun çıkarılma kararını ben verdim. Kararın çok basit bir sebebi var. Bu kuralı ilk günden koymuştuk. Bu konuda kimsenin de bir telkini ya da uyarısı olmadı:
"Metinlerde ve yorumlarda küfür, 3. kişi ve kurumlara hakaret yer almamalı,"
O kararı almak için de yazının sadece başlığını görmem yetti: "Ülkenin en şerefsiz takımı"
Benim cevaplamam gereken bir soru varsa; budur. BİY ve şahsım hakkında yazdıkların bir cevabı haketmiyor.
Hayatımızı ispatlayarak değil çalışarak kazanıyoruz. Bu da boş vakit bırakmıyor.
@bt
senden herhangi bir cevap vermeni isteyen olmadı ama, yazdıklarımı haklı çıkarmışsın bu yorumunla, bu yüzden teşekkür ederim:
"BİY ve şahsım hakkında yazdıkların bir cevabı haketmiyor.
Hayatımızı ispatlayarak değil çalışarak kazanıyoruz. Bu da boş vakit bırakmıyor."
vay, vay, vay. şu yorum bile kendinizi ne zannettiğinizin, okurlarınızın ilgisiyle nasıl bir yükseklik kompleksine girdiğinizin, kendi düşüncenize nasıl tapındığınızın ve "diğer her şeye" nasıl tepeden baktığınızın açık bir göstergesi. helal olsun size, büyüksünüz...
...de... şu bloga kadar nerelerdeydiniz?
Peki siz bu hiyerarşinin neresindesiniz ?
Sizin mantığınıza göre Aceto ve Borges en tepede, kimse onlara birşey diyemez. Onlar zaten kendilerinin dediklerinden başka doğrulara inanmayan insanlar. Bizim gibi bloggerlar da onlara tapanlar, yazdıklarını ağızlarından salyalar akarak okuyanlar değil mi ? Hatta ileri gitmişsiniz tapanlar demişsiniz ya neyse.
Peki sizin şu gayet basit olan, SirEvo'nun söylediği şeye verdiğiniz tepki neyi gösterir?
Sizin egolarınız yok sanki, yorumları onaylamadan yayınlamak egonuzun diğerlerinden aşağıda olduğunun kanıtı mıdır ?
SirEvo'nun söylediği şey çok basit. Bu kadar fazla olan bilginizi keşke Biy'den atılmadan önce de söyleyebilseydiniz. Bu kadar basit.
Bir Fenerbahçe'li yazmış Chao'nun bloguna, biz Hasan Şaş'ı eleştirince. Eski sevgili kevaşe olur diye. İşte aynen bu durumdasınız. Bu arada o yorumu yazan da arielortega blogunun sahibiymiş.
@schumy
ben "egolarından arınmış, nirvana'ya ermiş ve sütten çıkmış ak kaşık modunda" bir kişi olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim ki.. ama senin yazdıklarının doğru olması, yani benim de bir miktar (ne kadarsa artık) egomun olması, benim yazdıklarımın doğruluğunu çürütmüyor. herkesin düşüncesi kendinedir, sen de böyle düşünüyorsan zararı yok. sonuçta bu yazılanları okuyup insanlar kendi kararını verecektir. ve onların "tamamı" ne senin gibi, ne benim gibi, ne de diğer bir başkası gibi düşünür. hepimizin dediğine katılan birileri mutlaka var. bunu unutma.
Merhabalar;
Konuyla alakam ve ilgim yok ama benim düşüncem; herkes biraz yazar biraz da okur olmalı,böylelikle yanlışlar ve doğrular daha net görülür.
Saygılarımla...
saol kardeş, saygı bizden...
karara üzüldüm.ama önemli olan kitlelerin takip ettiği yanlış yönde gitmektense,tek başına doğru bildiğin yönde gitmektir diye düşünüyorum.BIY hakkında tespitlerini ben de katılıyorum.Daha çok geçen sezonun son haftalarında tanıştığım BIY de renk ayırmaksızın hemen hemen tüm blogları takip ediyordum.yaz olmasından sanırım ortalıkta pek bir olay yoktu.ama ne zaman ki sezon başladı.bende farkına vardım ki BIY'de gs'liler çok büyük oranda ve tüm köşe başlarını tutmuşlar bunun üzerine BIY'i daha az takip ediyorum.
Aceto ilgili tespitlerinde suç direk olarak aceto'ya ait olmayabilir.insanlar ona gerçekten bir ayrı yer veriyolar ve evet doğru ki ağızları açık bir halde yeni gönderilerini bekliyolar.bunu yorumların sayısında bile görebiliriz.misal atıyorum bir herhangi bir derbi olsun altındaki yorumlarla 3-4 gönderi oluşturabilirsiniz.ortalamanın biraz üstünde bir yazıda bile 50 civarı yorum görebilrisniz.ve evet bu insana biraz gurur veriyordur.neyse BIY'le ilgili görüşlerine sonuna kadar ve aceto ile ilgili de kimi tespitlerine katılıyorum.ve BIY anasayfada göremesek de seni gelecek gönderilerini bekliyoruz.
Biy'e halen üye olan biriyim. Bu söylemlerime daha fazla inandırıcılık katıyormuş. Belirtme nedenim bu. Biy artık iyice kontrolden çıkmış, kaynaşmakla falan alakası kalmamış, belli bloglara maddi kaynak aktaranbir site olmuştur. bu eleştirinin altını yeterince doldurmayacağım, çünkü biy'in en son savunusu "zaten aceto,borges,pclion ve flying'den başka blog var mı ki" ye kadar geleceği için. Blogun BİY'den çıkarılma kararını veren kişinin, aynı zamanda reklamların paylaştırılma kararını verdiğini de düşünebiliriz. Bu durumda alınan reklamları göreceksiniz ki kimisi sadece Aceto blogunda yayınlanmaktadır. Bir derginin reklamı sadece Biy'de var mesela, başka bir blogda yok. Olursa da ya pclion'da olur, tıpkı 1litrebenzinimolsa falan gibi, ya borges'te... Yani 30-40 kişi olarak yola çıkarken kardeşlik türkülerini en soft tonda söyleyenbu oluşum uygulama safhasında sergilediği kaypakça tutum insanın kafasını karıştırmaktadır. 10 kasım'da bannerlara konacak Atatürk resmi vs ile ilgili mail atan bu insanlar, nedense Aceto'nun ve Blogidmanuyurdu'nun aldığı reklamlarla ilgili mail atmazlar. 1litrebenzinimolsa reklamı için bilgilendirme maili atmazlar. Son 1 aydır bilgilendirme maili attıkları konuların hepsi bedava reklamlar. Para aldıkları reklamlarla ilgili mail aldım diyenlerin sayısı 10'u geçmez. Aceto'nun çalıştığı gazete bloglardan aşırma haberler yapar, kaynak bile belirtmez.. Gider bu liste. Türk işine döndü bu blog olayı. Sultanlıklarını kurdular hemen. Halifelik falan da ilan edildi müritler tarafından. Geriye ne kaldı? Geriye daha söylenmemiş bir sürü söz kaldı ama iş çok, iş çok olduğu için zaman yok...
hay ağzına sağlık kardeşim ya...
Yorum Gönder